Ekinköy Montesori Anaokulu

Ekinköy Anaokulu ‘ nu açma fikri aslında bir başlangıç değil, sürecin sonunda kendiliğinden gelinen bir sonuçtu.

“Eğitimde Çocuktan Hareket” akımının en çağdaş ve hala en güncel hali olan Montessori Eğitim Metodunu benimsedik.

Evet yaşadığımız çağ bize teknoloji ve bilgiye daha kolay ulaşmanın imkanlarını sağladı. Fakat beraberinde hızlı şehirleşme, aşırı nüfus yoğunluğu, uyaran bolluğu, gürültü, hava kirliliği, doğal olmayan yiyecekler ve teknolojinin kontrolsüz kullanımı vs. gibi çocuklarımızın ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz yönde etkileyecek etmenler getirdi.

Bütün gün şehrin gürültüsü yerine kuş sesleri dinlemek, mevsimleri kitaplar ve masallardan değil de görerek ve duyumsayarak yaşamak daha iyi olacaktı. Meyveleri ağacın dalından, sebzeyi bahçedeki bostandan, yumurtaları kümesten toplamak bir çocuk için öğrenmenin en iyi yoluydu. Çağımız hastalığı tüketim çılgınlığından uzaklaşmalarını, geri dönüşüme inanan ve katkıda bulunan bireyler olmalarını sağlamak hem çocuklarımız için hem de doğamız için çok faydalı olacaktı.

Sizce de, bir okulda ki her çocuğun kendisini ‘’Doğa Gönüllüsü’’ diye isimlendirmesi Ekinköy ‘ün açılması için iyi bir neden değil midir?